6 Kasım 2007 Salı

4 KASIM 2007

Yılmak yok yola devam!!

Evet bu parolayla çıktık yola pazar sabahı erkenden saat 4 te uyanıp. Bu kez av yapanlar yine benle Hakan, üçüncü olarakta Hakan’ın teyzesinin torunu Selçuk idi. İlk başta yine 9 kulaçtaki kayalığa demirledik. İlk balığı ben yakaladım ve bu aynı zamanda günün en büyük balığı olan bir gargurdu. Bunun ardından sargoz, bir tane tral ve birkaç parça daha gargur yakaladık ancak daha sonra balık kesildi. Bu arada ben sargoz olduğunu tahmin ettiğim epey irice bir balık kaçırdım. Balık önce yakalandı ve ben çekmeye başladım. Aynı bir sargoz gibi birkaç metre geliyor sonra dibe doğru çok güçlü bir hamle yapıyordu. Tahminen yarıya kadar çekmiştim ki yine güçlü bir hareketle kurtuldu gitti iğnenin ucundan. Her ne kadar kaçan balık büyük olur derlerse de yakalasaydım sanırım hayatımda tuttuğum en büyük sargoz olacaktı...

Tahminen birbuçuk saat kadar sonra aynen geçen seferki gibi yer değiştirerek 6 kulaçtaki meramıza demirledik, iyiki de öyle yapmışız. Her ne kadar balıklar küçük olsa da burada epey ısparoz, kuppes ve sargoz aldık. Günün en büyük sargozunu kaptanımız Mehmet dayı yakaladı ama maalesef onu fotoğraflayamadım. Toplamda ben üç kilo, Selçuk ise iki kilo civarında balık yakaladı. Hakan ise bu kez hafif tekne tutmasının da etkisiyle genelde kamarada uyuyarak geçirdi avı.

Avımız öğlen bittikten sonra kaptanımızın serdiği ağı toplamaya gittik. Yaklaşık bir kilometre uzunluğundaki ağdan sadece dört parça tral ve bir adet domuz çipurası çıktı dolayısıyla onları fotoğraflamak aklıma bile gelmedi. Zaten trallerin çoğunun kafaları kaplumbağalar tarafından koparılmıştı. Mehmet dayının söylediğine göre bunlar ağdan çıkaramadıklarıydı ve muhtemelen bazı balıklar da tamamen yenilip bitmişti! ODTÜ deniz bilimleri enstitüsü son yıllarda epey gayret göstererek buralarda çok sayıda caretta caretta üretti ancak pekçok balıkçıya göre de bu kadar çok kaplumbağa doğanın dengesini olumsuz yönde etkiledi. Büyüklerimiz bundan 50 yıl önce bile bu sularda hiç bu kadar çok sayıda caretta caretta bulunmadığını söyüyorlar. Umarım bu yorumlar doğru değildir ve carettalar ne olması gerektiğinden az ne de fazla sayıda olurlar.
































Ben balıklarla:































Selçuk:
















Kaptanımız Mehmet Dayı:
















Ve Hakan:

Hiç yorum yok:

Google