30 Mayıs 2007 Çarşamba

Eski Bir Balık Avı

Balık avı konusunda kendisini ispatlamış Mert üstadın eski bir balık anısını kendi kaleminden yayımlıyoruz:


Sene 1985, aylardan Temmuz. Sabah 05:30 suları. Gün henüz ağarmamış. Ortalık kıpkızıl. Babam ile o sabah erkenden kalkmış ve bodrum katından bir gün önce temizlediğimiz ağları ve denize atmak üzere topladığımız taşları almıştık. İzmit körfezi çarşaf gibi önümüzde uzanıyordu. Denizden gelen iyot kokusunu buram buram içime çektiğimi dün gibi hatırlıyorum. Sonra babam kıçtan takmalı 2 beygirlik motorumuzu fiberglas teknemize monte etti. Tekne yağlı kızaklar üzerinde duruyordu, o yüzden denize doğru itmemiz çok büyük bir çaba gerektirmedi. Çok değil 10 dakika sonra babamın "burası bir ganimet" diye tesbit ettiği balıkların balıkların yuvalarının olduğu bölgeye geldik. Tabi o yıllarda şimdiki gibi gelişmiş sonarlar yok elimizde. Biraz şansa kalıyor işler. Zaten gerçek manada balık tutanların hoşuna giden de bu değil mi ? Öyle randevulu, nikah kıyar gibi balık mı tutulurmuş ? Sonarlar, elektrik şoklar vs bunlara gerek yok, etik değil kanımca.

Ben küreklere asılırken, babam da ağları denize boşaltıyordu. Ağları boşaltmamız yaklaşık 10 dakikamızı aldı. Ağların başlangıç ve bitiş yerlerini tesbit etmek üzere şamandıralar koyduk. Ondan sonra da balıkları ağa doldurmak için daha önceden tekneye koyduğumuz taşları ağın yakınına düşecek şekilde fırlatmaya koyulduk. Babamın böyle zamanlar için teknede bulundurduğu değneği denize vurmak suretiyle balıkları ağa doğru yöneltmeye çalıştık.

Takriben 45 dakika sonra ağları toplamaya başladık. Başlarda gelen yengeç ve pavuryalar moralimi biraz bozduysa da (çünkü ağları kurutup bunları temizleme görevi bendenize aitti!) daha sonra gelen kefaller, istavritler ve mezgitler yüzümüzü güldürdü. O gün nereden baksanız 5-6 kilo balık aldık ki onca çabaya değdi doğrusu.
......
(Mert hakkında daha fazla bilgi için tıklayınız.)

Hiç yorum yok:

Google