26 Kasım 2007 Pazartesi

AĞDAN ÇIKANLAR

Bunlar da 17 Kasım'da yaptığımız av günü kaptanımız Yunus Mehmet'in ağından çıkan balıklar. Sargoz, karakulak, halili, turna ve kefal.































23 Kasım 2007 Cuma

17 KASIM 2007

Her zamanki gibi sabah erkenden çıktık yola ve saat 5 gibi ilk meramızda demirledik. Burada iki saat kadar bereketsiz bir av yaptıktan sonra 9 kulaçtaki ikinci meramıza gittik. Aynı şekilde burası da verimsizdi. Son olarak 8 kulaçta Mehmet Dayı’nın bildiği bir başka kerterize gitmeye karar verdik. Bu kez seçim doğruydu ve kısa süre içerisinde yiyeceğimiz balığı yakaladık. Herkesin ortak düşüncesi sabah ilk olarak buraya gelseydik oldukça iyi balık tutabilirmişiz şeklinde idi. Toplamda 10 parça kadar güzel çipura aldık bunun haricinde ben bi adet kaya lagosu yakaladım...














































19 Kasım 2007 Pazartesi

10 KASIM 2007

Bu haftasonu gitmeyin...
Fırtına geliyormuş!
Lodos patlayacakmış.
Orta Akdeniz üzerinden son yılların en şiddetli fırtınası geliyormuş.
Siz kafayı mı yediniz?

Arkadaşlardan, sağdan soldan duyduklarımızdan sadece bazılarıydı yukarıdakiler cumartesi sabahı balığa gitmeyi planladığımızı söylediğimizde. Oysa ben üç koldan birden sürekli takipteydim. Bir taraftan meteoroloji müdürlüğünün internet sayfasından, bir taraftan www.wunderground.com dan bir taraftan da kaptanımız Mehmet dayıyı arayıp son durum bilgisi alıyordum. Cuma öğlene kadar şiddetli rüzgar vardı ve daha şiddetlisi de bekleniyordu ancak cumartesi akşam saatlerinde başlayacağı öngörülüyordu. Hatta beraber balığa gideceğimiz Hakan ve Selçuk’u bile zor ikna ettim sabah 4:30 da Marina’da buluşmaya.

Sabahleyin pırıl pırıl bir deniz karşıladı bizi. Gece boyu dağdan esen rüzgar denizi iyice yatırmış ve neredeyse sıfır dalga vardı. Birazcık söylendim tabii arkadaşlara :) Zülküf ve Mehmet dayıyla birlikte beş kişi açıldık suya. Bu kez ilk denememiz 5.5 kulaçtaki meramızdı. Burada çok balık yapmadı. Biraz sargoz, ısparoz ve gelincik yakaldık. Ben bir tane çipura yakaladım. Gün ağarmasına yakın 9 kulaçtaki meraya kaydık ve ilk bir saat boyunca güzel balık yaptı, yine genellikle sargoz, ısparoz tektükte kubbes ve tral. Avımızın son dakikalarında ben bir çipura daha aldım ve böylece ilk kuzuyu yalnız bırakmamış olduk...













































































6 Kasım 2007 Salı

4 KASIM 2007

Yılmak yok yola devam!!

Evet bu parolayla çıktık yola pazar sabahı erkenden saat 4 te uyanıp. Bu kez av yapanlar yine benle Hakan, üçüncü olarakta Hakan’ın teyzesinin torunu Selçuk idi. İlk başta yine 9 kulaçtaki kayalığa demirledik. İlk balığı ben yakaladım ve bu aynı zamanda günün en büyük balığı olan bir gargurdu. Bunun ardından sargoz, bir tane tral ve birkaç parça daha gargur yakaladık ancak daha sonra balık kesildi. Bu arada ben sargoz olduğunu tahmin ettiğim epey irice bir balık kaçırdım. Balık önce yakalandı ve ben çekmeye başladım. Aynı bir sargoz gibi birkaç metre geliyor sonra dibe doğru çok güçlü bir hamle yapıyordu. Tahminen yarıya kadar çekmiştim ki yine güçlü bir hareketle kurtuldu gitti iğnenin ucundan. Her ne kadar kaçan balık büyük olur derlerse de yakalasaydım sanırım hayatımda tuttuğum en büyük sargoz olacaktı...

Tahminen birbuçuk saat kadar sonra aynen geçen seferki gibi yer değiştirerek 6 kulaçtaki meramıza demirledik, iyiki de öyle yapmışız. Her ne kadar balıklar küçük olsa da burada epey ısparoz, kuppes ve sargoz aldık. Günün en büyük sargozunu kaptanımız Mehmet dayı yakaladı ama maalesef onu fotoğraflayamadım. Toplamda ben üç kilo, Selçuk ise iki kilo civarında balık yakaladı. Hakan ise bu kez hafif tekne tutmasının da etkisiyle genelde kamarada uyuyarak geçirdi avı.

Avımız öğlen bittikten sonra kaptanımızın serdiği ağı toplamaya gittik. Yaklaşık bir kilometre uzunluğundaki ağdan sadece dört parça tral ve bir adet domuz çipurası çıktı dolayısıyla onları fotoğraflamak aklıma bile gelmedi. Zaten trallerin çoğunun kafaları kaplumbağalar tarafından koparılmıştı. Mehmet dayının söylediğine göre bunlar ağdan çıkaramadıklarıydı ve muhtemelen bazı balıklar da tamamen yenilip bitmişti! ODTÜ deniz bilimleri enstitüsü son yıllarda epey gayret göstererek buralarda çok sayıda caretta caretta üretti ancak pekçok balıkçıya göre de bu kadar çok kaplumbağa doğanın dengesini olumsuz yönde etkiledi. Büyüklerimiz bundan 50 yıl önce bile bu sularda hiç bu kadar çok sayıda caretta caretta bulunmadığını söyüyorlar. Umarım bu yorumlar doğru değildir ve carettalar ne olması gerektiğinden az ne de fazla sayıda olurlar.
































Ben balıklarla:































Selçuk:
















Kaptanımız Mehmet Dayı:
















Ve Hakan:

5 Kasım 2007 Pazartesi

2 KASIM 2007

Geçen haftaki bereketli avımızın da verdiği umutla öğlenden karides ve sardalyelerimizi ayarlayarak akşam iş çıkışı yeni Marina’daydık. Kaptanımız Mehmet Dayı (Namı diğer Yunus) tekne başında bekliyordu bizi. Vakit kaybetmeden eşyalarımızı tekneye aktarıp çıktık yola. İlk durağımız 9 kulaçtaki kayalıktı. İlk meramıza vardıktan kısa bir süre sonra umduğumuzu bulamayacağımızı anladık. Burada ben güzel boy bir gargur yakaladım onun dışında birkaç ufak karagöz ve ısparoz vardı sadece. Bir süre sonra aşağı inerek 6 kulaçtaki yerimizi denemeye karar verdik. Orda da umduğumuz çıkmadı. Daha da kıyıya 4 kulaçtaki kayalara geldik ama maalesef orda da balık yapmadı. Mersin’in farklı yerlerinden tekneyle açılan tüm arkadaşlar aynı şeyi söylediler o akşam için, maalesef hiçbir yerde balık yapmamış. Tüm tekne gece yarısını geçene kadar sadece 2-2.5 kilo kadar balık tutabildik ve av sonunda tüm balıkları bizimle ilk kez balığa çıkan Zülküf arkadaşımıza verdik...

















Zülküf balıklarla:





































2 Kasım 2007 Cuma

30 EYLÜL 2007

Geçen haftasonundaki tekne avımızı önce yazıp kronolojik sırayı bozdum ama bu da daha önce yapmış olduğumuz bir levrek avı...

30 Eylül Pazar sabah erkenden çıktık yola. Mersin-Kazanlı’daki levrek meramıza geldiğimizde gün henüz ağarmamıştı bile. Deniz istediğimizden daha durgun, su seviyesi beklentimizden daha aşağıdaydı ama herşeye rağmen üçlü zarganalarımızı çıkararak başladık at çek yapmaya. Yaklaşık bir saat kadar avlandık ancak maalesef bir kez daha verimli bir av yapma şansı bulamadık. Ben iki tane ufak levrek aldım, beraber gittiğimiz Hakan arkadaşımız ise balık alamadan kapattık günü.


1 Kasım 2007 Perşembe

27 EKİM 2007

Geçtiğimiz haftalarda birkaç kez denememize rağmen tekne ile açılarak yaptığımız avlarda pek verim alamamıştık. Bunu bağladığımız temel sebep Mersin’de havaların hala çok sıcak gitmesi ve yağmur yağmamasıydı. Maalesef hala yağmur yağmış değil ancak geçen hafta havalar en azından geceleri biraz serinlemeye başlamıştı. Tekne ile gidilen avlardan güzel haberlerde duymaya başladığımız için cumartesi günü için tekrar deneyeme karar verdik. Yem olarak cuma öğlen ve cumartesi sabah aldığımız takviye ile toplam üçbuçuk kilo karidesimiz vardı.

Dört arkadaş (Hakan, eniştesi Ziya ve teyzesinin oğlu İbrahim ile birlikte) Cumartesi saat 15:00 da açıldık ve takriben 10-15 dakika sonra 3 kulaçlık sığ suda demirledik. İlk demirlediğimiz yerde 1 saat kadar kaldık. Aslında balık vardı birkaç orta boy sargoz almayı başardık ama maalesef dipte büyük bir domuz çipurası sürüsü vardı ve bize pek tat vermedi. Hem balıklar ufaktı hem de zaten ufacık ağızları olan domuz çipuraları genelde yemlerimizi yiyorlardı.

Daha sonra yer değiştirdik ve biraz daha batıya kayarak yine 3 kulaçlık sığ suda ava devam ettik. Burda da ilk başta güzel sargozlar aldıktan sonra tekrar domuz çipurası başladı. İlave olarak birkaç parça da ısparoz, iki tane gargur ve ufak melanur çıktı. Bir süre de burda avlandıktan sonra tekrar yer değiştirdik.

Üçüncü yerimizde havanın da kararmaya başlamasıyla birlikte nihayet domuz çipuraları ortadan kayboldu ve sargoz ile melanur başladı. Ben bir tane ufak mercan da aldım. Bir ara 40-50 metre daha kıyıya yaklaşmak için ufak bir yer değiştirme daha yaptık. İşte burada ilk önce ben orta boy bir çipura aldım. Benden bir süre sonra da Ziya arkadaşımız irice bir çipura aldı. Daha sonrasında genelde melanurlar ve sargozlar nazlı çipuralara pek şans tanımadı. Bir süre burda avlanıp akşam 22:00 sularında son bir kez daha yer değiştirip son yerimizde de sargoz, melanur ve ısparoz aldık.

Bir saat kadar sonra tuttuğumuz balıklar çok iri olmamasına rağmen tatmin olmuş bir şekilde dönüyorduk kıyıya. Ben 5 kilo kadar diğer üç arkadaşta toplam 8 kilo kadar balık tuttuk. Uzun bir aradan sonra 13 ilo balık bizi fazlasıyla mutlu etmeye yetti. Fotoğraflarda benim hasılatı görebilirsiniz:


















































































Google