30 Ekim 2007 Salı

SİNARİTLER

Sevgili balıkçı dostumuz Mehmet Arıkök'ün hayatı boyunca vurmuş olduğu en büyük sinaritin kendi anlatımıyla hikayesi ve fotoğrafıdır. Daha büyük sinaritler vurman dileğiyle Mehmet...

Yaklasik 3 sene boyunca Cebelitarik’ta calisip, daldiktan sonra Turkiyeye donus zamani gelmis ve ben kendimi guzel Bodrum’un cennet sularinda bulmustum. Alistigim bulanik ve akintili bogaz sularindan sonra masmavi ve sicakligiyla insani kucakliyan Ege sulari her sabah bir baska sevkle kalkip dalisa gitmemi sagliyordu.

O sabahta yine digerleri gibi biraz homurdanarak, biraz mahmurlukla yataktan kalkip kiz arkadasimla beraber kucuk botumuzu denize indirmek icin yollara koyulmustuk. Alaca karanlikta botu sisirdikten sonra, yukselen gunesin ilk isiklariyla beraber ufak ufak bizde sevdigimiz tasa dogru yol almaya basladik. Mera klasik Ege maralarindan bir tas ve iki tarafi cok agresif sekilde yaklasik 45-50m derinlige uzaniyor ve sinaritlerde bu dokuntuleri bol olan yem yuzunden cok seviyordu. Tasa 100m kala motorun gazini iyice kisip neredeyse surunerek yaklasip demirlemistik. Son hazirliklar tamam, butun hersey yerindeydi. Butun malzemelerimi kusanip, tufegimi elime aldiktan sonra Elbisemin eklem yerlerine ses yapmamasi icin biraz vazelin surup sans opucugumude alarak botun kenarindan yavasca sarktim sulara. Iki isinma dalisindan sonra tasin daha yumusak olan tarafina ilk dalisimi yaptim.

Girintileri cikintilari takip ederek biraz ilerledikten sonra siper gibi bir tasi gozume kestirerek biraz bekledim ve maviliklerin icindeki pembe pariltilarda hic gecikmeden meraklanip uzerime gelmeye basladi. Yaklasik 10 kadar irice sinarit onumde turlar atarak her turda biraz daha yaklasiyorlar bende yavas yavas tasin arkasinda kendimi geri cekerek meraklarini daha cok cezbetmeye ugrasiyordum. Derken biri menzile girdi ve bende atisimi yaptim. 30sn sonra yuzeyde asagidan parildiyarak gelen 3.5kg luk bir sinaritle bota dogru yuzuyordum. Suyun icine sallanan balik dizgime baligi taktiktan sonra “bir dalis daha?” Diyerek yine koyuldum tasin ayni yuzune....

Biraz ilerisine daha cok gevsiyerek ve konsantre olarak birkez daha daldim. Bu seferki siper 4m kadar daha derin ve ileri dogru uzanan bir burunun uzerinde masa kadar bir kayaydi. Daha tasa elimin degmesiyle onumdeki baliklarin belirmesi bir oldu ama bir onceki atistan olsa gerek cok daha nazli ve bir o kadar daha kurnazdilar. 3-4kg arasindaki baliklar donerken arkalardan hayalet misali belirip belirip maviliklerde kaybolan devler sanki beni tartiyormus gibi genis dairelerde yuzuyorlar, bende rahat olan pozisyonumun avantajini kullanarak iyice gevsiyerek biraz daha uzun kalmaya calisiyordum dipte. Derken olan oldu.. Ilerde bir zeplin misali asili kalan bir devle iste o an goz goze geldik. Balik ne bir kuyruk vuruyor nede oynayan galsamalari disinda bir harekette bulunuyordu. Yavas yavas hafif akintiyla benim uzerime dogru gelirken bende gozlerimi kapatip artik neredeyse biten nefesimi kontrol altina almaya calisiyordum. 5sn... 10sn... 15 .. 20... ve gozumu actim.

Kedi disinden iri disleri ve kapanmayan agziyla iste orada 4m onumde hayallerimin devi bana dikkatli dikkatli bakiyordu. Sirtindaki koyu mavilik, yanaklarindaki pembelik ve patlamaya hazir kuyruguyla nice dalgicin canini yakan, nicelerini olume goturen balikla dakikalar gibi gecen bir saniye bakistik ve bende atisi yaptim. Bir parlama oldu ve dev hic kipirdamadan yana yatti. Yavasca gittim tuttum ve yukari ciktik. Gozlerim herzamankinden dahada iri bota yuzerken baligi sevip oksayip oylece izliyordum. Botta tabi kopan samatayi tahmin edersiniz!

Kahkahalar ve keyif dolu bir sohbetin tam basinda kontrol icin gelen Sahil Guvenlik ekibininde tebriklerini aldiktan sonra icimizden bize nimetlerini hic eksik etmiyen denize tesekkur ederek evimizin yolunu tuttuk.

Bize karsiliksiz bonkorluguyle kucak acan deniz hepimizin annesi, lutfen onu sevelim.

Sevgilerimle, Mehmet Arikok




1 Ekim 2007 Pazartesi

VİRANŞEHİR

26 Ekim Cuma akşamı Cengiz arkadaşımızın yeni aldığı tekneyi hayırlama şansı bulduk. Hayat şartları işte ayın neredeyse dolunay olmasına rağmen haftasonundan başka çokta fazla şans bulamayacağımız için alşam 20:00 sularında tekneyi suya indirdik, daha doğrusu sürükledik. Teknenin fotoğrafını çekmek hiç aklıma gelmedi ama üç buçuk metre boyunda fiber ve 5 beygirli 2 zamanlı Yamaha morota sahip şirin bir tekne. Üç kişinin av yağması için ideal ama biz sınıları zorlayarak 4 kişi olarak açıldık...

Detaylarda çok yazacak birşey yok maalesef. Yem olarak hem sardalya hem de karidesimiz vardı. Hava gayet güzeldi ve 4-5 kere yer değiştimemize rağmen balıksızlığı iki temel sebebe bağladık: Ölü dalga ve dolunay. Yaklaşık gece yarısına kadar süren avımızda toplamda 1 kiloya ancak yaklaşan balık yakalayabildik.

















































Google